Ölüm ve Sevgi

Bir zamanlar büyük ve güçlü bir ülke varmış.

Bu ülkenin kralının dört eşi bulunmaktaymış.

Kral en çok dördüncü eşini sever, bir dediğini iki etmez, her şeyin en güzelini ve en iyisini O'na verirmiş.

Kral içinci eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk etme ihtimalinden korktuğu için O'nu çok kıskanır, üzerine titrermiş.

Kral ikinci eşini de severmiş. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, ne zaman bir derdi olsa daima O'nun yanında bulunur, sorunun çözümünde O'na destek verirmiş.

Kraliçe olan ise birinci eşiymiş kralın. O'nu çok ve karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümranlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral bu eşini hiç sevmez ve O'nunla hiç ilgilenmezmiş.

Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış.

Yakında öleceğini anladığı ve öldükten sonra yalnız kalmaktan çok korktuğu için eşlerinden hangisinin ölüm yalnızlığını kendisi ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş.

En çok sevdiği dördüncü eşine, "Ölüm yolculuğunda bana eşlik etmek ister misin?" diye sorduğunda aldığı yanıt kalbine bir bıçak gibi saplanan, kısa ve net, "Mümkün değil!" olmuş.

"Hayatım boyunca seni sevdim, sen benimle birlikte ölmeyi kabul eder misin?" sorusunu üçüncü eşi, "Hayır, hayat çok güzel. Sen ölünce ben yeniden evleneceğim" diye yanıtlamış ve kral bir kez daha yıkılmış.

"Her sorunumda her zaman yanımda olan, bana yardım eden sendin. Bu sorunumda da bana yardımcı olur musun?" sorusuna karşı ikinci eşinden "Bu sorunun için bir şey yapamam. Olsa olsa sana mezarına kadar eşlik eder, güzel bir cenaze töreni yaptırır ve yasını tutarım" karşılığını almış.

Büyük bir hayal kırıklığı yaşamakta olan kral birinci eşinin sesiyle irkilmiş. "Nereye gidersen git, seninle olurum, seni takip ederim."

"Ah!" diye inlemiş kral, "Keşke bir şansım daha olsaydı..."

* * *

Aslında gerçek yaşamda da hepimiz dört eşliyiz.

Dördüncü eşimiz "vücudumuz!" Onun güzel görünmesi için ne kadar zaman, kaynak ve çaba harcarsak harcayalım, öldüğümüzde bizi terk edecektir.

Üçüncü eşimiz sahip olduğumuz "servet ve statü!" Ölür ölmez başkalarına yar olacaktır.

İkinci eşimiz "ailemiz ve dostlarımız!" Tüm sorunlarımızı paylaştığımız bu kişilerin en son yapabilecekleri şey, bu dünyadan gözleri yaşlı bizi uğurlamak olacaktır.

Ve birinci eşimiz, "ruhumuz!" Bizi -nereye gidersek gidelim- terk etmeyecektir.