Uçamayan Kelebek!

Kelebeğin saatler boyu kozasında bir delil açarak, bedenini bu delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izliyordu adam.

Bir süre sonra kelebek sanki ilerlemek ve çaba harcamaktan vaz geçiyormuş gibi geldi O'na.

Sanki elinden gelen her şeyi yaptığını düşünüyor ve daha fazla yapabileceği bir şey kalmamış gibi davranıyordu.

Bunu gören adam kozasından çıkabilmesi için kelebeğe yardım etmeye karar verdi.

Eline küçük bir makas alıp, kozadaki deliği büyütmeye başladı.

Makas kozayı açınca, kelebek kolayca dışarı çıktı.

Fakat bir sorun vardı.

Kozasından erken çıkan kelebeğin bedeni kuru ve küçüktü.

Kanatları ise buruş buruştu.

Adam moralini bozmadı.

Bir süre daha izlemeye devam etti kelebeği.

Kanatlarının bir anda açılıp genişleyeceğini ve vücudunu taşımaya başlayacağını umuyordu.

Ne var ki bunların hiçbiri olmadı.

Kanatlar istendiği gibi açılmadı, buruşuk kaldı.

Vücudu hala kuruydu kelebeğin.

Bundan sonraki hayatını kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçireceği belliydi.

Uçamayacaktı artık!

Adamın iyi niyetiyle anlayamadığı şey şuydu:

Kozanın kısıtlayıcılığını aşmak isteyen kelebek daracık bir delikten çıkmak için gösterdiği çabayla, bedenindeki sıvıyı kanatlarına gönderiyordu.

Kelebek bu sayede bir taraftan kozayı açarken diğer taraftan da kozayı açma işleminde kanatlarına gelen sıvıyla uçabilecek noktaya geliyordu.

Kozayı açarken harcadığı çaba, aynı zamanda uçmasını da sağlayacaktı.

İyiliksever adam makasla kozadaki deliği büyütüp kelebeği zamanından önce kozadan çıkartınca, kelebeği uçuracak doğal süreç kesintiye uğramıştı.

Kozadan erken çıkmış, vücudu sıvı salgılayıp kanatlarına gönderememişti.

Adam evrenin işleyişini iyi niyetli sandığı müdahaleyle engellemişti.

Bu müdahaleden dolayı kelebek artık uçamayacaktı.

Evrenin kendi koyduğu kuralları ve bir işleyiş düzeni vardır.

Evrenin kurallarına ve işleyişine müdahale ederseniz, bu müdahaleniz sizin ve yakınınızdakilerin zararıyla sonuçlanır.